Teröre karşı ortak zeminde buluşulmalı

Teröre karşı ortak zeminde buluşulmalı

Bilindiği üzere geçtiğimiz günlerde mübarek Muharrem ayına girmiş bulunmaktayız. Adem peygamber gibi affolunmanın, Davut peygamber gibi tövbeye cevap almanın, Nuh peygamber gibi tufandan kurtulmanın, Yakup peygamber gibi Yusuf’a kavuşmanın, Nemrut’un ateşinin tesirinden kurtulmanın, dertlere şifa bulmanın ayıdır Muharrem. Onlarca mucizenin yanında Sevgili Peygamberimizin “cennet çocuklarının efendileri” diye övdüğü Hz. Hüseyin ve akrabalarının Kerbela’da vahşice şehit edilişinin sene-i devriyesidir Muharrem.

Kavurucu çölde günlerce susuz bırakılmasına ve işkence görmesine rağmen inancından dönmeyen Hz. Hüseyin’in gittiği yolu idrak edebilmek, kısacası zalime karşı çıkıp mazlumdan yana olmak, zalimin karşısında zulme boyun eğmemektir Kerbela’yı anlamak.

Bugün etrafımızda nice Kerbalalar yaşanmakta, Müslümanlar birbirine kırdırılmaktadır. Yıllardır Suriye’de, Irak’ta, Yemen’de akan kardeş kanı karşısında dünya ülkelerinin sessizliğini koruması, Kerbela vakasının zihinlerde ve kalplerde yeterince karşılık bulmadığının açık göstergesidir.

O gün gözünü dünya hırsı bürümüş Yezidler, nasıl ehli beyti katlettilerse, bugün yine aynı amaçlarla dünyanın her yerinde Hz. Hüseyin’in torunlarının kanı akıtılıyor.

Tarih boyunca zalimin zulmünden kaçan bütün milletlere kucak açan ülkemizi, etrafındaki bu ateş çemberi içinde yalnız bırakmamak ve akan Müslüman kanına dur demek adına dili, ırkı, kültürü, coğrafyası ne olursa olsun dünyadaki bütün Müslümanlar ortak bir zeminde buluşmalıdır. Ancak, daha sıkı kenetlenerek ve tüm terör örgütlerine ortak bir dille tavır koyarak yeni Kerbelaların önüne geçilebilir.

Bu duygu ve düşüncelerle, Muharrem ayının, ülkemizde ve dünyada yaşanan terör belasının son bulmasına ve mazlumların gözyaşlarının dinmesine vesile olmasını Yüce Rabbimden niyaz ediyorum.